Yazar: İrem Dölen

2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

tecbulten-yapay-zeka-ve-emek

Yapay Zeka ve Emek: İnsan ve Algoritma

İnsan hayatında yaşanan her türlü yenilik, spesifik olarak teknolojik gelişmeler aslında hem gelecekte ne olduğu hem de geçmişte ne olacağı konusunda insanlığa her daim bilgi verir. İçinde var olduğumuz ağ toplumunun bir sonucu yeni gelişen web3 teknolojileriyle artık farklı bir algoritmik çağa doğru adım adım yaklaşıldığı da son teknolojik gelişmelere bakıldığında öngürülmüş müydü? 1980li yılların başında World Wide Web’in, 90’ların başında Google’nin, 2000’lerde de Bitcoin’in ortaya çıkışını görmek ne kadar ütopikse şimdilerde de algoritmaların içerisinde yepyeni iletişim türlerinin içinde yaşanılacağını düşünmek o kadar zor. Özellikle söz konusu yapay zeka ve emek, iş gücü ve insanların kapasitesi olunca, geleceğe dair fikir üretmek zor. Yapay Zeka Nedir? OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), bir yapay zeka sistemini şu şekilde tanımlamaktadır: “Makine tabanlı bir sistem olan bir YZ sistem, belirli bir dizi hedef için tahminler, öneriler veya kararlar gibi bir çıktı üretir ve bunun sonucunda çevreyi etkileyebilir. Bu sistem, makine ve/veya insan tabanlı veri ve girdileri kullanarak gerçek ve/veya sanal ortamları algılar, bu algıları manuel veya otomatik (makine öğrenimi gibi) analiz yoluyla modellere soyutlar ve elde edeceği sonuçlar için model çıkarımını kullanarak seçenekleri formüle eder. Yapay zeka sistemleri, farklı seviyelerde özerklik için tasarlanmıştır.” (OECD, 2019) Yapay zeka araştırmaları, 1980’lerden beri baskın bir odak noktası olmuştur ve son 10 yılda makine öğrenimi, önemli ölçüde artan bir tahmin – üretim teknolojisi olarak kullanılmaktadır. Makine öğrenimi artık yaygın bir uygulama haline gelmiştir. Örneğin; Pandora, kullanıcıların tercihlerine göre müzik önerileri yapmayı öğrenirken; Google, çevrimiçi belgeleri 5 farklı dile otomatik olarak çevirebilmektedir. Ayrıca, Facebook kişiselleştirilmiş eklentilere verilen tepkileri tahmin ederek reklam yayınlamada kullanmaktadır. Makine öğrenimi’nin evrimi hakkında Jeffrey Dean (2019), ana fikirlerin ve algoritmaların 1960’lardan beri var olduğunu özetlemiştir. Yapay zeka topluluğu 1980’lerin sonlarında ve 1990’ların başlarında, makine öğreniminin, ham veri girdilerini kabul edebilme ve öngörücü görevleri gerçekleştirebilecek algoritmaları eğitebilme yeteneği sayesinde bazı ilginç sorunları çözebileceğini fark ettiğinde heyecan patlaması yaşadı. Ancak, o dönemde, bilgisayarlar verileri işlemek için yeterince güçlü değillerdi. Moore’un Yasası tarafından sürdürülen hesaplama performansı gelişmelerinin onlarca yılından sonra, son birkaç yılda bilgisayarlar bu yaklaşıma izin verecek kadar güçlü hale geldi. Ayrıca, hem kamusal hem de özel kuruluşlar, geliştirme ve AI modellerini eğitmek için kullanılabilecek büyük ve sofistike veri kümelerine erişim sağlıyorlar. Verinin mevcudiyeti, hem fiziksel mülkiyet hem de resmi fikri mülkiyet hakları şeklinde, yenilikçi faaliyetin düzeyini ve yönünü şekillendirebilir. Moore Yasası = 1965′ Gordon Moore tarafından ortaya atılan ve özet olarak elektronik bileşenlerin her yıl yarı yarıya küçüldüğü keşfinden  yola çıkarak, 18 ayda bir, devre üzerindeki bileşenlerin  ikiye katlanacağını  düşüncesini anlatan yasadır. Bu sayede parça maliyetini azaltmak amaçlanmaktadır. Makine öğrenimi kullanılarak elde edilen bazı ilerlemer bu konuda ışık tutabilecek niteliktedir. İlki Stanford Üniversitesi’nin, 2010 yılında ilk ImageNet Challenge’ı düzenlemesidir. Yarışmanın amacı, 1.2 milyon renkli görüntüyü 1,000 kategoriye ayıran “eğitim seti” verildiğinde, yeni renkli görüntüleri aynı kategorilere sınıflandırmak için bir model eğitmektir. 2010 ve 2011’de kazanan takımlar geleneksel kodlama yaklaşımlarını kullandı ve %25’ten daha düşük hata oranları elde edemedi. 2012’de bir katılımcı ilk kez derin sinir ağını kullandı ve %16,4 hata oranıyla kazandı. Sonraki yıllar, soruna uygulanan derin öğrenme inovasyonlarıyla birlikte, 2017’de kazanan hata oranı sadece %2,3 oldu ve sınıflandırma görevine atanmış ortalama insandan önemli ölçüde daha düşüktü (Russakovsky vd., 2015). İkincisi insan oyunculara karşı antik oyun Go’yu oynamak için tasarlanmış bir yazılım olan AlphaGo varsayılabilir. Model, sinir ağları kullanarak, Go’nun kurallarını bilmekle birlikte, stratejileri öğrenmek için binlerce gerçek amatör ve profesyonel oyunla da eğitilmiştir. Mart 2016’da, AlphaGo dünya sıralamasında birinci olan oyuncuyu 4-1 yendi. Araştırmacılar daha sonra sinir ağını yalnızca kendi kendine oyun oynatarak eğitmeyi düşündüler ve sonuçta AlphaGo Zero ortaya çıktı. Sinir ağı yalnızca rastgele stratejilerle başladı ve üç gün boyunca kendisiyle 4,9 milyon oyun oynadı. Bu yeni yapay zeka, önceki sürümü AlphaGo’yu 100-0 yenmeyi başardı. Üçüncüsü ise GPT-3 teknolojisine dayanan DALL-E. DALL-E, kullanıcının sağladığı bir metin açıklamasından resimler oluşturmak için eğitilmiş bir modeldir. 250 milyon metin-görüntü çifti kümesi üzerinde eğitilmiştir. Sonuç olarak, daha önce “görmediği” ancak metin açıklamasıyla uyumlu olan resimler oluşturabilir. Aşağıda DALL-E’ye “singer man draws a picture and painter woman sings illustration” (şarkıcı adam resim çiziyor, ressam kadın şarkı söylüyor) komutu verildikten sonra görsele dökülmüş halini görülebilir. Rembrandt ve “The Next Rembrandt” Yapay zeka ve üretilen emeğin algısı konusunda bir diğer örnek 2016 yılında Rembrandt tablosunun aynısını, Rembrandt’ın çizim yöntemleriyle çizmiş olan bir yapay zeka aracıdır. Hollandalı finans kuruluşu olan ING, Hollanda’da sanatta yenilik yaratmayı hedefleyen bir proje için J. Walter Thompson Amsterdam reklam ajansı ile bir araya geldi. Projenin amacı, bir bilgisayara Rembrandt gibi resim yapabilme yeteneği kazandırmaktı. Bu doğrultuda, Microsoft, Delft University of Technology, Mauritshuis galerisi ve Museum Het Rembrandthuis gibi kurumlarla işbirliği yaparak Rembrandt’ın sanat anlayışını anlamak ve onun tarzında yeni eserler üretmek için bir yazılım geliştirildi. Yazılıma Rembrandt’ın kullandığı geometri, kompozisyon ve boyama materyalleri gibi bilgiler girildi ve yazılım Rembrandt’a ait 346 tablonun analizini yaparak, sonuç olarak bir resim ortaya çıkardı. Projenin detayları hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz. Yapay Zeka ve Emek Makine öğrenimiyle elde edilen bu ilerlemeler, çok sayıda endüstride ve uygulamada önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, tıp endüstrisinde, makine öğrenimi kullanılarak teşhis ve tedavi planlaması gibi kritik kararlar alınabilmektedir. Benzer şekilde, finansal endüstride, makine öğrenimi kullanılarak yatırım stratejileri oluşturulmakta ve risk yönetimi yapılmaktadır. Ayrıca, perakende endüstrisinde, müşteri davranışlarının tahmini için makine öğrenimi teknikleri kullanılmaktadır. Ancak, makine öğrenimi uygulamaları çeşitli zorluklar ve endişeler de beraberinde getirmektedir. Özellikle, algoritmaların veri önyargısı, güvenlik sorunları ve otomasyonun işgücü piyasası üzerindeki etkisi gibi konular tartışmalıdır. Bu sorunlar, makine öğrenimi uygulamalarının kullanımı ve düzenlemesi konusunda önemli soruları da beraberinde getirmektedir. Sonuç olarak, makine öğrenimi teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, yeni fırsatlar ve zorluklar ortaya çıkmaktadır. Makine öğrenimi teknolojisinin kullanımının artmasıyla, bu teknolojinin nasıl düzenleneceği ve etik sorunların nasıl ele alınacağı gibi konular da daha da önemli hale gelecektir. İrem Dölen2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Yapay Zeka ve Emek: İnsan ve Algoritma Read More »

techbulten-yapayderi-2

Yapay Zeka ve Beraberinde Gelecek Ekonomik Gelişmeler

  Yapay zeka, ekonomik etki bakımından önemli bir rol oynayacaktır. Accenture tarafından yapılan bir araştırma, yapay zekanın 2035 yılına kadar yıllık küresel ekonomik büyüme oranlarını iki katına çıkarabileceğini öngörmektedir. Bu büyümeyi desteklemek için yapay zeka, üç önemli şekilde katkıda bulunacaktır. İlk olarak, yenilikçi teknolojiler sayesinde işgücü verimliliği %40’a kadar artacaktır. İkinci olarak, yapay zeka, sorunları çözebilen ve kendi kendine öğrenebilen yeni bir sanal işgücü yaratacaktır. Üçüncü olarak, yapay zeka inovasyonu teşvik edecek ve farklı sektörleri etkileyecektir. PwC tarafından yapılan bir araştırma, yapay zekanın hızlanan gelişimi ve benimsenmesi sonucunda 2030 yılına kadar küresel GSYH’nin %14’e kadar artabileceğini tahmin etmektedir. Bu artış, yapay zekanın rutin görevleri otomatik hale getirmesi, verimliliği arttırmak ve ürün ve hizmetlerin kişiselleştirilmesini geliştirmek gibi faktörlerden kaynaklanacaktır.   Yapay Zekanın Pozitif ve Negatif Etkileri Bu doğrultuda yapay zekanın pozitif, negatif ve uzlaştırıcı nitelikleri sıralanabilir:  Pozitif Etkiler Verimliliğin artırılması ve ekonomik büyümenin desteklenmesi: Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, işletmelerin verimliliğini arttırarak, ekonomik büyümeyi hızlandırabilir. Uzun vadede daha fazla istihdam yaratımı: Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, yeni iş fırsatları yaratabilir ve bu sayede uzun vadeli istihdamda artışa neden olabilir. İşletmenin organizasyon yapısını daha düz hale getirin: Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, işletmelerin iş süreçlerini otomatize ederek, organizasyon yapılarını daha düzgün hale getirebilir.   Negatif Etkiler Sürekli işsizlik: Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, bazı işlerin otomatize edilmesiyle birlikte, işsizlik oranlarının artmasına neden olabilir. Gelir eşitsizliğinin artması: Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, çalışanlar arasında yetenek ve eğitim farklarına bağlı olarak gelir eşitsizliğini arttırabilir. Ulusal güvenlik risklerine yol açması: Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, ulusal güvenlik riskleri oluşmasına neden olabilir. Yapay Zekanın Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkilerini Azaltmaya Yönelik Politika Önerileri Çalışanlar için eğitim ve öğretimin güçlendirilmesi ve orta ve üst düzey yeteneklerin eğitimine ve tanıtımına önem verilmesi: Çalışanların yapay zeka teknolojileri ile ilgili yeteneklerini arttırmak ve eğitimlerini güncellemek, işsizliği azaltacaktır. Sosyal güvenlik sisteminin iyileştirilmesi ve sosyal istikrarın artırılması: Sosyal güvenlik sisteminin iyileştirilmesi ve sosyal istikrarın artırılması, yapay zeka teknolojilerinin kullanımı sonucunda ortaya çıkabilecek işsizlik ve gelir eşitsizliği gibi sorunların önüne geçebilir. İrem Dölen2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Yapay Zeka ve Beraberinde Gelecek Ekonomik Gelişmeler Read More »

techbulten-yapayderi-2

İnsan Derisine Rakip Yapay Deri Planı

(Newscientist)Nanyang Teknolojik Üniversitesi’nde Yifan Wang gibi birçok bilim adamı, insan derisinden daha iyi bir yapay deri oluşturmak için çalışmaya başladı. İnsan Derisine Rakip Yapay Deri Planı Yifan Wang, araştırmayla alakalı “insan derisi bir şeyi ne olduğunu anlamak için onu dokunması gerekir” diyor ve ekliyor: Insan derisi sadece bir nesnenin yumuşaklığını veya sertliğini söyleyebilir. Biz, yapay derimizin daha fazla işlev sahibi olmasını istedik. Wang ve ekibinin üstünde çalıştığı yapay derinin bir nesneye sadece yakın mesafede durarak hangi malzemeden yapıldığını anlayabilecek kapasitede olduğu açıklandı. Yine bir diğer açıklamaya göre deri; metal, plastik veya biyolojik materyaller gibi nesnelerin yapısını anlamak için kullanılabilir olacak. Deri, elektrot görevi görmek üzere nikel kaplı iki dış iletken kumaş katmanından  oluşacak. Açıklamaya göre, iç katman, suda çözünen bir tuz olan iyonik sıvı ile dolu ve elektrik akımının geçişini sağlamasını sağlayacak. Sonucunda ise iki katman kapasitör olarak çalışabilecek ve elektrik alanında enerji depolama imkanı yakalayacak. Kaynakça: Walker, Stokel. Chris (2023). Artificial skin can detect nearby objects without even touching them. Newscientist. Erişim Tarihi: 27.01.2023. Online erişilebilir: https://www.newscientist.com/article/2356205-artificial-skin-can-detect-nearby-objects-without-even-touching-them/ İrem Dölen2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

İnsan Derisine Rakip Yapay Deri Planı Read More »

chatgpt-techbulten-1

Yapay Zeka ve Bilinç: 2023 Yılı ChatGPT Gelişmeleri

  2022’nin son çeyreğinde, OpenAI, yeni yapay zeka ürünü olan ChatGPT’yi piyasaya sürdü. Yazılım; metin yazarlığı, müşteri hizmetleri sorularını yanıtlama, haber raporları yazma ve yasal belgeler oluşturma gibi özelliklere sahip. ChatGPT’yi benzer diğer yazılımlardan ayıran en önemli özellik geleneksel olarak insanlar tarafından yerine getirilen belirli görevleri üstlenebilmesi ve taleplere karşı optimizasyonu.   Yapay Zeka Teknolojileri ve Bilgi Otomasyonu ChatGPT gibi bu tarz yenilikçi teknolojilerin öncesinde de yapay zeka teknolojilerinin hayatımızda yeri büyüktü. Harita okuma, araç çağırma veya danışmanlık gibi birçok farklı alanda yapay zekaların algoritmik altyapılarıyla beraber varlığından bahsetmek mümkündü. Bu alanların varlığı da elbet her geçen gün artıyor. Son on yılda, algoritmalar sayesinde insanların bilgi edinebilmesi ve üretebilmesi de farklılaştı. Artık Buna örnek olarak; Google Maps, Yandex Haritalar veya Moovit uygulamaları verilebilir. Bu yapay zeka tarafından sağlanan yönlendirmeler kapalı yolları, mevcut trafik koşullarını ve paralı yolları dahi hesaba katabilecek donanımda. Öncelikle ulaşım endüstrisinde kullanılmaya başlanan bu sistemler, taksi şoförlerinin daha kısa veya hızlı rotalar bulmasına ve cep telefonlarıyla birleştirildiğinde daha verimli hizmet verebilmesini sağladı. Artık gideceğimiz yere ulaşım  kısa bir süre içerisinde öğrenilebilir veya danışılabilir bir enformasyon haline dönüştü. Ancak Uber ve Lyft gibi şirketler, aynı araçları farklı bir şekilde kullanarak, tamamen yeni bir araç çağırma sistemi yarattılar. Bu sistem, herkesin yolculuk hizmeti sağlayabileceğini ve “profesyonel” sürücülerin becerileriyle boy ölçüşebilecek insanların sayısını arttırdı. Bu yenilikler, yazarlık ve dil çözümleme gibi alanlarda da gerçekleşmeye başladı. Yeni üretken dil modelleri sayesinde, makineler yazma işini üstlenebilir ve milyonlarca insanın daha iyi içerik üretmesine imkan sunuyor. . Ancak bu gelişmeler, insanların sahip olduğu kreatif işlerde rolünü pasifize edebilir. Basitçe söylemek gerekirse, yapay zeka teknolojisi ve özellikle ChatGPT gibi dil modellemeleri işletmeler için değerli bir değişim ve fırsat olarak karşımıza çıkıyor. İşletmeler, bu değişikliğin önemini anlayarak ve bunu kullanarak önemli bir avantaj elde edebilir. Çok daha öncesine baktığımızda, ChatGPT’nin piyasaya sürülmüş olan ilk yazım robotu olmadığı görülüyor. Daha öncesinde Youchat (2022), Chatsonik (2022) ve Jasper Chat (2022) gibi benzer algoritmaya sahip yazılımlar da kullanılabilir durumda. ChatGPT’nin çıktığından beri yarattığı algoritmik devrimi. göz önünde bulundurursak, yapay zeka kapasitelerinin her yıl çok daha ivme kazanarak artmaya devam edeceğini öngörmek mümkün.     Teknik olarak, ChatGPT önceki AI sistemlerinden farklı çalışmamaktadır. Yazılımla ufak bir diyoloğa girdikten sonra, yaptığı işin bilinçle yazılıyormuş gibi hisettirdiği söylenebilir. Buna ek olarak ChatGPT, SEO gereksinimleri yardımı, kod yazması, çeviri yapması, GitHub’ı kullanması, kişisel fitness eğitmeni olması veya yemek tarifleri vermesi için kullanılabilir. Twitter ve diğer platformlar, ChatGPT’nin garip sayılabilecek amaçlarla kullanıldığını gösterse de, aslında önemli potansiyel taşıyor. Uygulama kendini bilen, sınırları doğrultusunda hareket eden ve fikri sorulunca cevap verebilen bir algoritmaya sahip. Bu da potansiyelinin doğru kullanıldığında verimli sonuçlar alınabileceğinin bir göstergesi.     Yazılı olarak yaptığımız işlerde, yapay zeka aracı olarak kullanılan ChatGPT, insanların yazılı içeriklerini hızlı ve doğru bir şekilde oluşturmalarına olanak tanıması ile biliniyor. Ancak, sahip oduğu algoritma sadece yazılı içerikleri oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda bilgisayar kodları gibi karmaşık yapıları da yazabiliyor, yazılmış bir kodda hatalı yeri bulabiliyor. Bu, insanların yapay zekanın kapasitelerini genişleterek, daha önceden yapılması gereken işleri daha hızlı ve verimli bir şekilde yapmalarına olanak tanıyabilir. Bu tarz yazılımların insan hayatına girişi ile birlikte insan-makine hibrit çalışma olasılığı da ortaya çıkıyor. İnsanlar, yapay zekalara rehberlik edebilir ve hataları düzeltebilir. Bu, yapay zeka uzmanları için daha yararlı hale gelmesini sağlar. Yapay zekanın kapasitesindeki boşlukları; insanların değerlendirmeleriyle beraber doldurabilir bir hale gelir. Bu tür bir etkileşim, çeşitli sektörlerdeki işletmelerin üretkenliğini büyük ölçüde artırabilir.   Robotlar her şeyi bizden daha iyi yapabilecek… Bu konuda tam olarak ne yapacağımdan emin değilim. Bu gerçekten benim için en korkunç sorun. (Musk, 2018)   Yapay zeka teknolojileriin üretkenlik ve verimliliği arttırmak, işletmelerin daha iyi yazılı içerikler oluşturmasına ve hatta tamamen yeni fırsatlar yaratmasına olanak tanıdığı aşikardır. Buna rağmen, yapay zeka sistemlerinin önyargılarına karşı dikkatli olmak ve etik olmayan eylemlerin önlenmesi için önlemler almak da gerekmektedir. Önemli olan, yapay zekanın potansiyelini doğru şekilde yönetmek ve kullanmak.   Şirketler için ChatGPT, ne kadar işlevsel ve hızlı sonuç verebilecek bir sistemi de beraberinde getirecek olsa da; kişiler özelinde bakıldığında yazılımla beraber oluşturulacak içeriklerde eksikler görülebilir. Bu eksiklere örnek verilmesi gerekilirse; çeviriden kaynaklı oluşabilecek dil bilgisi eksikleri, noktalamada hatalar, yapay bir anlatım veya istenilenden uzak bir bilgi bütünü gibi hata payları olabilir. ———————— Kaynakça Chatgpt is a tipping point for AI. Harvard Business Review. (2022, Aralık 14). Son Erişim tarihi: Ocak 21, 2023.   İrem Dölen2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Yapay Zeka ve Bilinç: 2023 Yılı ChatGPT Gelişmeleri Read More »

bitcoin-endise-techbulten-2

Bitcoin Hakkında Endişeler Artıyor

JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon geçtiğimiz yıllarda, Bitcoin’i “saçmalık” olarak nitelendirmiş ve gelecekte değersiz olacağını söyledi. 2022’nin son çeyreğinde ise; Credit Suisse ve Goldman Sachs’ın JPMorgan’a katılarak, Bitcoin hakkındaki endişelerini dile getirmesi, Bitcoin hakkındaki tartışmaların daha da şiddetlenmesine neden oldu. Bu arada, dijital para birimlerinin en büyüğü olan Bitcoin, sürekli olarak yeni rekorlar kırarak, şu anda 7.000 doların üzerinde bir değere sahip. Eski ölçülere alışkın olanlar için, Bitcoin şu anda dört ons altın değerinde. Ancak, bu durum, Bitcoin’in gelecekteki değerinin ne olacağı konusunda fikirleri ayrıştıran bir konu.   Bitcoin’in Geleceğine Dair Tahminler Birçok kişi, Bitcoin’in gelecekte daha yüksek değerlere ulaşacağını öngörürken, diğerleri ise Bitcoin’in değerinin düşeceğini düşünmektedir. Öte yandan, kripto paralar hakkındaki endişeler, dünya genelinde hükümetler ve finans kuruluşları tarafından dikkatle izlenmektedir. Bu nedenle, Bitcoin ve diğer dijital paralar hakkındaki tartışmalar, gelecekte de devam edecektir. Birçok finans lideri, Bitcoin’in gelecekte önemli bir yer tutacağını düşünmektedir. Örneğin, BlackRock CEO’su Larry Fink, Bitcoin’in “yeni bir yatırım aracı” olarak kabul edilebileceğini söylemiştir. Ünlü yatırımcı ve filantrop Bill Gates, Bitcoin’in “çok ilginç bir yatırım aracı” olduğunu belirtmiş ve gelecekte daha yüksek değerlere ulaşabileceğini söylemiştir. Aynı şekilde, yatırımcı ve Bitcoin yatırımcısı Tim Draper, Bitcoin’in gelecekte 250.000 dolara ulaşabileceğini öngörmektedir. Ancak, Bitcoin ve diğer dijital paralar hakkındaki endişeler, dünya genelinde hükümetler ve finans kuruluşları tarafından dikkatle izlenmektedir. Örneğin, ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, Bitcoin’in “spekülatif” olduğunu ve “yatırım aracı” olarak kabul edilmemesi gerektiğini söylemiştir. Sonuç olarak, Bitcoin ve dijital paralar hakkındaki tartışmalar, gelecekte de devam edecektir. Ancak, Bitcoin’in gerçek değerinin ne olacağı konusunda kesin bir sonuca varmak zor, çünkü bu konuda fikirler çok farklı. Bu nedenle, Bitcoin ve diğer dijital paralar hakkındaki endişeler, dünya genelinde hükümetler ve finans kuruluşları tarafından dikkatle izlenmektedir.     İrem Dölen2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Bitcoin Hakkında Endişeler Artıyor Read More »

apple-tedarik-techbulten

Apple Tedarik Kısıtlamalarıyla Mücadele Ediyor

(Bloomberg) Apple, tedarik kısıtlamalarıyla mücadele ederken, müşterilere iPhone X’in ulaştırılmasına yönelik olarak ortaya çıkan sorunları çözmeye başladı. Bu, şirketi, hayranların cihazın önemli olduğu ve bir köşeden köşeye ekranı için mağazaların etrafında sıraya girdiği, beklenenden daha iyi bir tatil alışverişi dönemine hazırlıyor. Foxconn’dan Tedarik Süreciye Alakalı Açıklama Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle yaşanan üretim kesintilerinin Foxconn tarafından Ocak ayına kadar giderileceğini açıkladı. Bu, başta iPhone 14 Pro ve Pro Max modelleri olmak üzere dünya çapında yaşanan stok sıkıntısının hafifletilmesi bekleniyor. Şirket, iş ortaklarına pandemi öncesi seviyelerine geri dönmek için çalıştığına dair güvence verdi. Ayrıca, firma akıllı telefonları da içeren akıllı tüketici elektroniği işinde, Zhengzhou fabrikasındaki kesintiler nedeniyle Kasım ayı gelirlerinde bir önceki yıla göre düşüş olduğunu bildirdi. Ancak, şirket, bu kesintilerin etkisi hakkında daha fazla ayrıntı sağlamadı. Kaynakça: Bloomberg Fully Charged (2022). Erişim Tarihi: 8 Aralık 2022 Online erişilebilir: https://link.mail.bloombergbusiness.com/public/11147896   İrem Dölen2000 doğumlu İrem Dölen, Kültür ve İletişim Bilimleri 3. sınıf öğrencisidir. Eğitimi yanında içerik yazarı, sosyal medya yöneticisi ve pazarlama alanlarında görev almıştır. Şimdilerdeyse metaverse, web3.0 teknolojileri, yapay zeka, algoritmik önyargı ve veri görselleştirme alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Apple Tedarik Kısıtlamalarıyla Mücadele Ediyor Read More »